"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki “menfi tespit” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İzmir 8. Asliye Ticaret Mahkemesince davanın reddine dair verilen 05.06.2013 tarihli ve 2013/44 E., 2013/266 K. sayılı karar davacı tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 05.03.2014 tarihli ve 2014/1746 E., 2014/4323 K. sayılı kararı ile,
“…Davacı, davalının 10.08.2007 ve 10.09.2007 vade tarihli her biri 7.500 TL. bedelli iki adet senede dayalı olarak icra takibi yaptığını, senetlerdeki borçlu imzalarının kendisine ait olmadığını ileri sürerek senetlerden dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin iyi niyetli hamil olduğunu, senetlerdeki borçlu imzasının davacıya ait olup olmadığını bilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, imza incelemesine esas olacak imza asıllarının bulunduğu delillerin bildirilmesinin taraflardan istenildiği, bu hususta kesin süre verildiği, ancak tarafların kesin süre içinde delil bildirmedikleri gerekçesiyle ispat olunamayan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davaya konu senetlerin İzmir 21. İcra Müdürlüğü'nün 2010/5498 sayılı icra takip dosyasında takibe konulduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece, senet asılları icra müdürlüğünden istenip davacının, senetlerin tanzim tarihinden önceki tarihlerde yetkili merciler önünde attığı imza örnekleri getirtilerek ve ayrıca mahkeme huzurunda da imza örnekleri alınarak, uzman bilirkişi kurulundan senetlerdeki imzanın davacıya ait olup olmadığı konusunda rapor alınıp, varılacak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. Tüm bu hususlar gözetilmeden eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru olmadığından mahkeme kararının bozulması gerekmiştir,…”
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
Davacı, davalı tarafından kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla aleyhine icra takibi başlatılmış ise de borca dayanak gösterilen 10.08.2007 tarihli 7.500,00TL bedelli senet ile 10.09.2007 tarihli 7.500,00TL bedelli senetteki imzaların kendisine ait olmadığını ileri sürerek, borçlu olmadığının tespiti ile icra takibinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili bankanın dava dışı Garanti Nakliyat Ltd. Şti.’ye kredi kullandırdığını, icra takibine konu senetlerin kullandırılan kredi kapsamında bu şirket tarafından bankaya devredildiğini, davacı ile aralarında sözleşme ilişkisi bulunmadığını, bu nedenle takibe konu senetlerdeki imzaların davacıya ait olup olmadığının bankaca bilinemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacı icra takibine konu senetlerdeki imzaların kendisine ait olmadığını iddia etmiş ise de imza incelemesine esas imza asıllarının bulunduğu delilleri kesin süre içerisinde ibraz etmediği, imzaya ilişkin bilirkişi incelemesi yapılmadan mevcut delillere göre karar verilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiştir.
Davacının temyizi üzerine karar, Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde açıklanan gerekçelerle bozulmuştur.
Mahkemece, tensip zaptında taraflardan senetlerin tanzim tarihleri öncesi itibariyle incelemeye esas ıslak imzalarının bulunduğu belge asılları ellerinde ise ibraz etmeleri, değil ise bulundukları yeri bildirmelerinin istenildiği ancak bu ara kararının yerine getirilmediği, ön inceleme tutanağının beşinci bendinde de aynı hususta yeniden karar verilerek iki haftalık kesin süre tanındığını ve kesin sürenin sonuçlarının bildirilmesine rağmen istenilen hususların yerine getirilmediği, bu durumda davalı lehine müktesep hak doğduğu, davacının incelemeye esas imza örneklerini bildirmediğinden imza incelemesinden vazgeçmiş sayıldığı, sadece davacının imza örneklerinin alınmasının iddianın ispatına yeterli olmayacağı, mahkemece kesin olarak istenen hususların davacı tarafından yerine getirilmeyip tekrar Özel Daire tarafından yerine getirilmesinin istenmesinin yargılama usulüne aykırı olduğu gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme kararı davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olayda mahkemece imza incelemesine esas olmak üzere ıslak imzalı belgelerin sunulması ya da bu belgelerin bulundukları yerin bildirilmesi için davacıya kesin süre verilmesine ve kesin sürenin sonuçlarının hatırlatılmasına rağmen ara karar gereğinin yerine get