Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/2253 Esas 2018/1718 Karar
Karar Dilini Çevir:
Hukuk Genel Kurulu 2017/2253 E. , 2018/1718 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki “icra takibine itiraz” talebinden dolayı yapılan yargılama sonunda Mersin 3. İcra (Hukuk) Mahkemesince itirazın reddine dair verilen 16.12.2015 tarihli ve 2015/618 E., 2015/773 K. sayılı karar, davacı-borçlu vekili tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 02.06.2016 tarihli ve 2016/2268 E., 2016/15756 K. sayılı kararı ile;
“...Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan takibe karşı, borçlunun, icra mahkemesine başvurusunda; borca itiraz yanında ikametgah adresi olan Büyükçekmece İcra Müdürlüğünün yetkili olduğunu ileri sürerek yetki itirazında bulunduğu, mahkemece takip konusu bonoda Mersin Mahkemelerinin yetkili kılındığı gerekçesi ile yetki itirazı ve diğer itirazın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
İİK.nun 50. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken HMK'nun yetkiye ilişkin hükümleri uyarınca; bonoya dayalı olarak, borçlunun ikametgâhının bulunduğu yerdeki genel yetkili icra dairesinde (...6.md.), bonoda öngörülen ödeme yerinde ancak, TTK'nun 689/3. maddesine göre ödeme yeri gösterilmeyen bonoda, tanzim yerinin ödeme yeri olduğunun kabulü gerekeceğinden, bononun tanzim yerinde icra takibi yapılabilir.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile yürürlükten kaldırılan 1086 Sayılı HUMK.nun 22. maddesinde, tarafların yetki sözleşmesi yapmak suretiyle yetkili olmayan bir mahkemenin yetkisini kabul edebilecekleri, buna göre, tüzel kişilerin yanında gerçek kişilerin de yetki sözleşmesi yapabilecekleri düzenlenmiş bulunmaktaydı.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun yetki sözleşmesini düzenleyen 17.maddesinde ise; "Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır" düzenlemesine yer verilmiştir. Görüldüğü üzere, Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile getirilen yeniliklerden bir tanesi de yetki sözleşmelerine ilişkin olup, yetki sözleşmesi düzenleyebilecek şahıslar sadece tacirler veya kamu tüzel kişileri olarak belirlenmiştir.
Yetki sözleşmesine ilişkin olarak yapılan bu düzenlemede, tacirler veya kamu tüzel kişileri ile diğer kişiler, yetki sözleşmesi yapmak açısından birbirinden ayırdedilmiştir. Tacirler veya kamu tüzel kişileri, kendi aralarındaki hukuki ilişkilerde hukuken eşit konumda sayılabilirler. Buna karşılık, tacirler veya kamu tüzel kişileri, gerçek kişiye göre, daha güçlü konumda bulunmaktadır. Daha zayıf konumda olan kişilerin daha güçlü olan tacir veya kamu tüzel kişilerine karşı korunma ihtiyacının ortaya çıkması nedeniyle kanun koyucu böyle bir düzenlemeye gitmiştir. Ayrıca belirtmek gerekir ki, yeni düzenlemeye bakıldığında, tacirler veya kamu tüzel kişileri dışındaki diğer kişilerin, kendi aralarında yetki sözleşmesi yapmaları da kabul edilmemiştir.
Söz konusu düzenleme ile ilgili olarak belirtilmesi gereken bir başka husus da, yetki sözleşmesi yapılmasında, tarafların tacir veya kamu tüzel kişisi olması aranmıştır. Diğer bir anlatımla, maddedeki tacirden anlatılmak istenen, işin ticari nitelikte olması değil, tarafların kanunlarda tacir olarak tanımlanan kişiler olmasıdır. Sözleşmenin konusunun ticari iş olması gerçek kişilere yetki sözleşmesi yapma imkânı vermemektedir.
Yapılan bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; alacaklının bir adet bonoya dayalı olarak 24.07.2015 tarihinde kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe başladığı, takip dayanağı bonolarda, şikâyetçi borçlunun keşideci, alacaklının ise lehtar konumunda oldukları, şikâyetçinin tacir olduğuna ilişkin dosya içinde bir belgenin bulunmadığı görülmektedir.
Yetki sözleşmesi bir usul hukuku sözleşmesi olup, takip tarihi itibariyle yürürlükte olan HMK'nun 448 ve 17. maddeleri ve bu maddeler ışığında yukarıda yapılan açıklamalar uyarınca yetki sözleşmesi geçersizdir.
O halde mahkemece, borçlunun yetkiye yönelik itirazının kabulü gerekirken, yazılı gerekçe ile reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir…”
gerekçesi ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.


HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü:
İstem kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte borca ve yetkiye itiraza ilişkindir.
Davacı-borçlu vekili müvekkilinin ikâmet adresinin Büyükçekmece/İstanbul olup, yetkili icra dairelerinin Büyükçekmece icra daireleri olduğunu, Mersin icra dairesinin yetkisine itiraz ettiğini, takibe konu senetteki yetki şartının alacaklı tarafından tek başına doldurulduğunu, Ticaret Kanunu ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 17. maddesine göre yalnızca tacirler ile kamu tüzel kişilerinin yetki sözleşmesi yapabileceğini, bu nedenle senetteki yetki şartının geçersiz olduğunu, yetki itirazının yanında borcun tümüne, tüm ferilerine, faize ve faiz oranına itiraz ettiklerini belirterek icra takibi ile ödeme emrinin iptalini, kötüniyetli yapılan takipten dolayı davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı-alacaklı vekili davacı-borçlunun yetki konusundaki itirazlarının yerinde olmadığını, takibe konu senette Mersin mahkemeleri ve icra dairelerinin yetkili olduğu hususunun açıkça yazılı olduğunu, davacı-borçlunun senetten dolayı müvekkiline borçlu olduğunu belirterek itirazın reddi ile alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece takip dayanağı bononun 12.03.2008 tanzim tarihli olduğu, bonoda Mersin’in yetkili kılındığı, 01.10.2011 tarihinden önce yapılmış yetki sözleşmesi ve HUMK. m.22’ye dayanarak 01.10.2011 tarihinden sonra da Mersin İcra Müdürlüğünde takip yapabileceği sebebiyle yetki itirazının reddi, borcun itfa ve imhaline dair İİK 68. maddesi kapsamında herhangi bir yazılı belge ibraz olunmadığından borca itirazın reddi, bono metninde teminata dair şerh ve ibare mevcut olmadığı gibi teminat kapsamında herhangi bir yazılı belge de ibraz olunmadığından teminat senedi kapsamında kambiyo şikâyetinin reddinin gerektiği gerekçesiyle itirazın reddine karar verilmiştir.
Davacı-borçlu vekilinin temyiz itirazı üzerine Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde gösterilen nedenlerle yerel mahkeme kararı bozulmuştur.
Mahkemece dava ve şikâyete konu takipte takip dayanağı bono 12.03.2008 tarihinde tanzim edilmiş olmakla 01.10.2011 tarihinden öncesine ait olduğu, bono kapsamında "İhtilaf vukuunda Mersin" ibaresi ile yetki sözleşmesi yapıldığı, sözleşmelerin yapıldığı günün yasal şar

Üyelik Paketleri

Dünyanın en kapsamlı hukuk programları için hazır mısınız? Tüm dünyanın hukuk verilerine 9 adet programla tek bir yerden sınırsız ulaş!

Paket Özellikleri

Programların tamamı sınırsız olarak açılır. Toplam 9 program ve Fullegal AI Yapay Zekalı Hukukçu dahildir. Herhangi bir ek ücret gerektirmez.
7 gün boyunca herhangi bir ücret alınmaz ve sınırsız olarak kullanılabilir.
Veri tabanı yeni özellik güncellemeleri otomatik olarak yüklenir ve işlem gerektirmez. Tüm güncellemeler pakete dahildir.
Ek kullanıcılarda paket fiyatı üzerinden % 30 indirim sağlanır. Çalışanların hesaplarına tanımlanabilir ve kullanıcısı değiştirilebilir.
Sınırsız Destek Talebine anlık olarak dönüş sağlanır.
Paket otomatik olarak aylık yenilenir. Otomatik yenilenme özelliğinin iptal işlemi tek butonla istenilen zamanda yapılabilir. İptalden sonra kalan zaman kullanılabilir.
Sadece kredi kartları ile işlem yapılabilir. Banka kartı (debit kart) kullanılamaz.

Tüm Programlar Aylık Paket

9 Program + Full&Egal AI
Ek Kullanıcılarda %30 İndirim
Sınırsız Destek
350 TL
199 TL/AY
Kazancınız ₺151
Ücretsiz Aboneliği Başlat