Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/2299 Esas 2018/1853 Karar
Karar Dilini Çevir:
Hukuk Genel Kurulu         2017/2299 E.  ,  2018/1853 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi


Taraflar arasındaki karşılıklı “boşanma” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Küçükçekmece 5. Aile Mahkemesince mahkemenin yetkisizliğine dair verilen 10.06.2014 tarihli ve 2013/735 E., 2014/504 K. sayılı karar davacı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 09.06.2015 tarihli ve 2014/28323 E., 2015/12039 K. sayılı kararı ile;
"…Kesin yetki kuralının sözkonusu olmadığı hallerde mahkemelerin yetkisine yönelik itirazlar, ilk itirazlardan olup (HMK m. 116/1-a), cevap dilekçesinde ileri sürülmek zorundadır (HMK m. 117/1). Cevap dilekçesini verme süresi, dava dilekçesinin davalıya tebliğinden itibaren iki haftadır(HMK m. 127/1). Dava dilekçesi davalıya 17.09.2013 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı iki haftalık cevap süresinden sonra yetki itirazında bulunmuştur. Süresinde olmayan yetki itirazının reddi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir...."
gerekçesiyle karar bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.


HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek temyiz dilekçesinin süresinde verildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava ve karşı dava, evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı (TMK 166/1 m.) boşanma istemine ilişkindir.
Davacı -karşı davalı vekili, tarafların bir yıldır ayrı olduğunu, aralarında fikri, ruhi ve bedeni uyumun sağlanamadığını, kültürel, yaşamsal ve mizaç farklılığın bulunduğunu ileri sürerek TMK'nın 166/1. maddesi uyarınca boşanma kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesi davalıya 17.09.2013 tarihinde tebliğ edilmiş ve davalı kadın vekili 04.10.2013 tarihli dilekçe ile davalının vekilliğini üstlendiklerini, dosyadan yeni haberdar olduklarını, dosyayı inceleyip, delilleri toplamak için tarafına ek süre verilmesini istemiştir.
Davalı kadın vekili 08.10.2013 tarihli cevap dilekçesinde; dava dilekçesinde sadece davacının vekilinin adresinin bildirildiğini, davacının adresinin bildirilmediğini, müvekkilinin ikamet adresinin ise, eşlerin davadan önce son defa altı aydan beri yaşadıkları yer olan "Bakırköy/İstanbul" olduğunu, bu sebeple yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini, dava dilekçesinin tebliğ edildiği tarihte müvekkilinin tatilde olduğunu, Tebligat Kanununun 21. maddesi uyarınca yapılan tebliğden çok sonra haberdar olduğunu, yetki konusunda karar verildikten sonra ayrıntılı beyanda bulunacaklarını belirtmiştir.
Mahkemece 09.10.2013 tarihli ara karar ile (bu karar tarihinden itibaren geçerli olmak üzere) davalı vekiline 30 günlük ek cevap süresi tanınmasına karar verilmiş ve bu ara karar davalıya 31.10.2013 tarihinde tebliğ edilmiştir.
Davalı -karşı davacı (kadın) vekili 22.11.2013 tarihinde cevap ve karşı dava dilekçesi ibraz etmiştir.
Mahkemece, davacı -karşı davalının; "Alke evleri Harman Sk. 4/4 Florya-Bakırköy" adresinde, davalının ise "Şenlikköy mahallesi, Harman sokak, 39/4/4 Florya/Bakırköy" adresindeki ortak konutta ikamet ettiği, belirtilen yerleşim yerlerinin mahkemenin yetki alanı dışında olduğu ve davalı -karşı davacı vekilinin yasal süresi içinde yetki itirazında bulunduğu belirtilerek dava dilekçesinin yetki yönünden reddi ile mahkemenin yetkisizliğine, dava dosyasının yetkili Bakırköy Nöbetçi Aile Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Davacı - karşı davalı vekilinin temyizi üzerine karar, Özel Dairece yukarıda başlık kısmında açıklanan gerekçelerle bozulmuştur.
Yerel mahkemece, dava dilekçesine ilişkin tebligatın Tebligat Kanununun 21/1. maddesine göre yapıldığı, ancak uygulama görmüş Yargıtay İçtihatlarında da belirtildiği üzere, davalı -karşı davacının geçici olarak adresten ayrılarak tatile gitmesi durumunda adrese dönmesi muhtemel tarih araştırılmadan 21. maddeye göre yapılan tebligatın geçersiz olduğu, bu durum karşısında davalı -karşı davacı vekilinin vekaletnamesinin tanzim tarihi olan 03.10.2013 tarihinin davayı öğrenme tarihi olarak kabul edildiği ve talebi dikkate alınarak davalı -karşı davacıya HMK'nın 127/1. maddesi gereğince ara karar tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 30 günlük ek cevap süresi verildiği, bu nedenle 08.10.2013 havale tarihli dilekçe ile yapılan yetki itirazının yasal süresi içinde yapıldığı belirtilerek direnme kararı verilmiştir.
Direnme kararını davacı - karşı davalı temyiz etmektedir.
Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, boşanma davasına konu olayda dava dilekçesinin 17.09.2013 tarihinde tebliği üzerine davalı -karşı davacının 08.10.2013 tarihli dilekçe ile ileri sürdüğü yetki itirazının süresinde olup olmadığı noktasındadır.
Uyuşmazlığın çözümü bakımından öncelikle davalı -karşı davacıya yapılan tebligatın usulüne uygun olup olmadığı hususunun açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.
Tebligat, yetkili makamlar tarafından bir takım hukuki işlemlerin, bunların hukuki sonuçlarından etkilenmeleri amaçlanan kimselere kanuna uygun şekilde bildirimi ve bu bildirimin de usulüne uygun şekilde yapıldığının belgelenmesi olarak tanımlanabilir (Ruhi, A.C/ Ruhi C.: Tebligat Hukuku, Ankara 2016, s.17).
Belirtilmelidir ki, tebligat Anayasa ile güvence altına alınan iddia ve savunma hakkının, daha da özelde hukuki dinlenilme hakkının tam olarak kullanılması ve bu suretle adil bir yargılamanın yapılmasını sağlayan çok önemli bir araçtır.
Bir davada davalının, davacının açmış olduğu davadan haberdar olması, davaya cevap vermesi ve hatta cevap süresinin işlemeye başlaması için dava dilekçesinin tebliğ edilmesi gerekir. Aksi durumun, ilgilinin hak arama hürriyetini kısıtlayacağına şüphe yoktur. Aslında hemen her hukuksal işlemin tebligat ile sonuç doğuracağını söylemek mümkündür.
Bu bakımdan, davetiyenin ve tebliğ tutanaklı zarfın, davadaki ve takipteki önemi büyüktür. Tebligat; bilgilendirme yanında belgelendirme özelliği de bulunan bir usul işlemi olduğundan, tebligat ile ilgili olarak 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve buna bağlı olarak çıkarılan yönetmelik hükümleri tamamen şekli olduğundan, gerek tebliğ işlemi gerekse tebliğ tarihi ancak kanun ve yönetmelikte emredilen şekillerle tevsik ve dolayısıyla ispat olunabilir. Tebligatın doğru kişiye ve kanunda gösterilen yönteme uygun olarak yapılması zorunludur. Aksi takdirde kanun ve yönetmeliğin gösterdiği şekilde yapılmamış ve belgelendirilmemiş olan tebligat geçerli sayılmaz.
Kural olarak tebligatın, tebligat muhatabının kendisine ve şahsın bilinen en son adresinde yapılması gerekir (m. 10/1).
Bilinen en son adres, İçişleri Bakanlığı nezdinde tutulan adrese dayalı merkezi nüfus kayıt sistemindeki (MERNİS) adres olabileceği gibi, başka bir adres de olabilir. Her iki durumda da muhatabın bilinen en son adresine normal tebligat çıkarılması gerekir. Ancak tebligatın yapılmasını isteyenin veya tebligatı çıkartan makamın bildirdiği adresin, tebligata elverişli olmadığının anlaşılması ya da bu adrese tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununa göre adres kayıt sistemindeki adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilerek tebligat buraya yapılır (m.10/2).
Asıl olanın tebligatın muhatabına yapılması ise de Tebligat Kanunu tarafından yetkilendirilen bazı kimselerin de muhatap adına tebligatı almaya yetkisi bulunmaktadır. Çünkü muhatap her zaman bildirilen adreste bulunmayabilir.
Bu noktada Tebligat Kanununun ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin konuya ilişkin maddelerinin incelenmesinde yarar görülmektedir.
7201 sayılı Tebligat Kanununun "muhatabın muvakkaten başka yere gitmesi" başlıklı 20. maddesi:
"13, 14, 16, 17 ve 18 inci maddelerde yazılı şahıslar, kendis

Üyelik Paketleri

Dünyanın en kapsamlı hukuk programları için hazır mısınız? Tüm dünyanın hukuk verilerine 9 adet programla tek bir yerden sınırsız ulaş!

Paket Özellikleri

Programların tamamı sınırsız olarak açılır. Toplam 9 program ve Fullegal AI Yapay Zekalı Hukukçu dahildir. Herhangi bir ek ücret gerektirmez.
7 gün boyunca herhangi bir ücret alınmaz ve sınırsız olarak kullanılabilir.
Veri tabanı yeni özellik güncellemeleri otomatik olarak yüklenir ve işlem gerektirmez. Tüm güncellemeler pakete dahildir.
Ek kullanıcılarda paket fiyatı üzerinden % 30 indirim sağlanır. Çalışanların hesaplarına tanımlanabilir ve kullanıcısı değiştirilebilir.
Sınırsız Destek Talebine anlık olarak dönüş sağlanır.
Paket otomatik olarak aylık yenilenir. Otomatik yenilenme özelliğinin iptal işlemi tek butonla istenilen zamanda yapılabilir. İptalden sonra kalan zaman kullanılabilir.
Sadece kredi kartları ile işlem yapılabilir. Banka kartı (debit kart) kullanılamaz.

Tüm Programlar Aylık Paket

9 Program + Full&Egal AI
Ek Kullanıcılarda %30 İndirim
Sınırsız Destek
350 TL
199 TL/AY
Kazancınız ₺151
Ücretsiz Aboneliği Başlat