"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki “itiraz” isteminden dolayı yapılan inceleme sonunda İstanbul 11. İcra (Hukuk) Mahkemesince itirazın kısmen kabulüne dair verilen 21.05.2010 tarihli ve 2009/1044 E., 2010/1061 K. sayılı karar, alacaklı vekili ve borçlu vekili tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 20.03.2012 tarihli ve 2011/24126 E., 2012/8524 K. sayılı kararı ile;
“...1-Tarafların iddia ve savunmalarına, dosya içeriğindeki bilgi ve belgelere ve kararın gerekçesine göre alacaklının temyiz itirazlarının REDDİNE;
2-Borçlunun Temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Takip dayanağı çekin arka yüzünün incelenmesinde muteriz cirantaya çekin lehtarın cirosu ile geçtiği görülmüştür. Ciro silsilesinde yer alan cirantanın TTK.nun 720. maddesi gereğince çek hamilinin kendisine müracaat etmesi halinde dayanak çekin keşide tarihinde yapılan tahrifatla ibrazın süresinden sonra olduğuna ilişkin itirazı kendisine müracaat halinde ileri sürebilir. İcra mahkemesince yapılacak iş keşide tarihinde tahrifat olgusunun bulunup bulunmadığı (bilirkişi mütalaasına başvurularak) tespit olunduktan sonra oluşacak sonuca göre bir karar vermekten ibaretken cirantanın böyle bir itirazı ileri süremeyeceğinden bahisle istemin reddi isabetsizdir…”
gerekçesi ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü:
İstem, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile yapılan icra takibine itiraza ilişkindir.
Borçlu vekili; müvekkili hakkında kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takibe geçildiğini, ancak çekin ciranta olan müvekkilinden diğer bir cirantaya verildiğini, çek bedeli ödenmeyince çek aslı yazdırılmadan müvekkili tarafından bu kişiden alınarak keşideci şirkete bedeli karşılığında teslim edildiğini, çek teslim belgesinin mahkemeye sunulduğunu, bu nedenle ciro zincirinde kopukluk olduğunu, çek aslı üzerinde tahrifat yapıldığını, bedel ve keşide tarih kısmının tahrifatlı olduğunu ve parafların borçlu keşideciye ait olmadığını, kendilerinden çek tazminatı talep edilemeyeceğini, ayrıca faizin fahiş olduğunu, bu nedenle takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Alacaklı vekili; takip konusu çekte usulüne uygun ciro silsilesi içinde borçlunun ciro imzasının bulunduğunu, ciro zincirinde kopukluk olmadığını, kendi ciro imzalarına bir itiraz olmadığını, çekin yeniden keşideciye dönüp dönmediğini bilemediklerini, müvekkilinin iyi niyetle 20.04.2009 keşide tarihiyle ve 26.000TL bedelli olarak Aysun Nuhoğlu tarafından borca karşılık müvekkiline ciro edildiğini, borçlunun inkâr etmediği ciro imzası sebebi ile sorumluluğunun bulunduğunu ileri sürerek itirazın reddini savunmuştur.
Mahkemece; takip dayanağı çek aslının keşide tarihinde ve bedel kısmında düzeltmeler yapıldığı, 20.11.2008 tarihinin 20.04.2009 olarak değiştirildiği, 25.000TL bedelin 26.000TL olarak değiştirildiği ve her iki kısma da paraf imzanın atıldığı, bu hususun 14.12.2009 tarihli bilirkişi raporu ile de teyit edildiği, ancak borçlunun çekte ciranta olduğu, kambiyo evrakında herhangi bir geriye dönüş cirosuna rastlanmadığı, yapılan değişikliklerin paraf imzası ile onaylandığı, ciranta konumunda bulunan borçlunun keşideciye veya bir başka borçluya ait imza ya da paraf imzasına itiraz hakkının bulunmadığı, kaldı ki geriye dönüş cirosu açıkça belirtilmediğine göre borçlunun çeki iade ederken ciroyu iptal etme hak ve yetkisine sahip iken böyle bir iptal ibaresine rastlanmadığı, bu nedenle İİK 170/a maddesi kapsamında kalan şikâyetlerin yerinde bulunmadığı, ne var ki davacının çekte ciranta olduğu ve TTK 695/son maddesi kapsamında çek tazminatı ile sorumlu tutulamayacağı, ayrıca 3095 sayılı Kanunun 2/2. maddesi kapsamında 156,00TL işlemiş faiz alacağının bulunduğu ve bu miktarın üzerinde kalan işlemiş faiz alacağının takipten iptaline karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davacı borçlunun çekte ciranta olduğu anla