Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2018/722 Esas 2018/1641 Karar
Karar Dilini Çevir:
Hukuk Genel Kurulu         2018/722 E.  ,  2018/1641 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Yargıtay 13. Hukuk Dairesi (İlk Derece)

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonucunda ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 13. Hukuk Dairesince;
“DAVA: Davacı vekili 27.01.2017 (harç tahsil) tarihli dava dilekçesinde özetle; Oltu Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/824 esas-2013/1508 karar sayılı dosyasında 2013 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifeleri uyarınca 660,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, HMK. 46/1/c bendine açıkça aykırı hareket etmek suretiyle 245,00 TL nisbi vekalet ücretine hükmedilerek mağduriyetine sebep olunduğunu, karar kesin nitelikte olduğundan temyiz edilemediğini, durumdan haberdar olunur olunmaz tavzih talebinde bulunulduğunu ancak bu talebinin de reddedildiğini, Borçlar Kanunu 72. maddeye göre açılan davada zamanaşımı süresinin 2-10 yıl olup, haksız işlemi tavzih tarihinde öğrendiğinden zamanaşımının dolmadığını iddia ederek 415,00 TL maddi tazminat ile 2.000,00 TL manevi tazminatın yasal faiziyle davalıdan tahsil edilerek tarafına verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili süresinde verdiği cevap dilekçesinde özetle; davanın BK. 72. maddesindeki 2 yıllık süre geçtikten sonra açıldığından zamanaşımının dolduğunu, aynı avukat tarafından aynı mahiyette birden çok dava açılmış olması nedeniyle yerel mahkemece avukatlık ücretinin belirlenmesinde avukatın emeği ve çabası, işin önemi ve niteliği gözetilerek karar verildiğini, kararda ağır kusur ve kast olmadığını, özel amaçla davranıldığı yönünde bir delil bulunmadığını, bu nedenle HMK. 46. maddedeki yasal şartların oluşmadığını, manevi tazminat isteminin ise hiçbir iddiaya yer verilmeden soyut olarak talep edilmesinin yasal dayanaktan yoksun olduğunu savunarak davanın zamanaşımı ve esastan reddini, HMK. 49. madde uyarınca davacının disiplin para cezası ile mahkum edilmesini istemiştir.
GEREKÇE: Dava; hakimlerin hukuki sorumluluğuna dayanılarak HMK. 46. maddesi uyarınca açılan maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Somut uyuşmazlıkta, davacı vekili, mahkemece vekalet ücretinin eksik hesaplandığından mağdur olduğunu iddia ederek tazminat isteminde bulunmuş, davalı vekili ise öncelikle zamanaşımı itirazında bulunmuş ve davanın haksız açıldığını savunarak esastan reddini istemiştir.
Dava dilekçesi ihbar olunan ilgili hakime usulüne uygun tebliğ edilmiştir.
Hakimlerin yargısal faaliyetleri nedeniyle hukuki sorumlulukları 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 46-49. maddelerinde düzenlenmiş olup, sorumluluk sebepleri 46/1. maddesinde tahdidi olarak sayılmıştır.Buna göre; “ Kayırma veya taraf tutma yahut taraflardan birine olan kin veya düşmanlık sebebiyle (m.46-1/a), sağlanan veya vaat edilen bir menfaat sebebiyle (m.46-1/b), farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı (m.46-1/c), duruşma tutanağında mevcut olmayan bir sebebe dayanılarak (m.46-1/ç), duruşma tutanakları ile hüküm veya kararların değiştirilmiş yahut tahrif edilmiş veya söylenmeyen bir sözün hüküm ya da karara etkili olacak şekilde söylenmiş gibi gösterilmiş ve buna dayanılarak hüküm verilmiş olması hallerinden biri veya bir kaçı ile (m.46-1/d), hakkın yerine getirilmesinden kaçınılmış olması(m.46-1/e)” hallerinde Devlet aleyhine tazminat davası açılabileceği düzenlenmiş, 47. maddede bu davaların ilk derece ve bölge adliye mahkemesi hâkimlerinin fiil ve kararlarından dolayı Yargıtay ilgili hukuk dairesinde açılacağı, kararlara ilişkin temyiz incelemesinin Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca yapılacağı gösterilmiş, 49. maddede davanın esastan reddi halinde davacının beşyüz Türk lirasından beşbin Türk lirasına kadar disiplin para cezasına mahkum edileceği hüküm altına alınmıştır.Devlet aleyhine açılacak böyle bir tazminat davasının kovuşturma mevcutsa bunun sonucunda verilen hükmün, kovuşturma yoksa dava sonunda verilen hükmün kesinleştiği tarihten itibaren bir yıl içinde açılabileceği hususunda 2802 sayılı yasanın 93/A maddesi ile yapılan düzenleme 06.03.2014 günlü Resmi Gazetede yayınlanan 6526 sayılı yasanın 19. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olup, uyuşmazlığa Borçlar Kanununun haksız fiile ilişkin hükümleri uygulanacağından, bu durumda dava açma süresinin de haksız fiilde dava açma süresini düzenleyen BK.72. madde kapsamında değerlendirilmesi gerekir. BK.72. maddede “haksız fiilden doğan tazminat isteminin zarar görenin zararı veya tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her halde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrayacağı” açıklanmıştır.
Davada öncelikle davalının yasal süresi içinde yaptığı zamanaşımı itirazının haklı olup olmadığının incelenmesi gerekir. Buna göre; delil olarak dayanılan Oltu Asliye Hukuk Mahkemesinin Tüketici Mahkemesi sıfatıyla baktığı 2013/824 esas-2013/1508 karar sayılı dosyası getirtilmiş, tetkikinde; davacı banka vekili tarafından 24.07.2013 tarihinde davalı ... aleyhine, 997,50 TL kredi dosya masrafının tüketiciye(davalı) iadesi hakkında Narman Tüketici Hakem Heyetince verilen 2013/243 sayılı ilamının iptali için dava açıldığı, yargılama sonucu 18.12.2013 günü davanın reddine kesin olarak karar verildiği, gerekçeli kararda ise kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına 245,00 TL vekalet ücretine hükmedildiği, gerekçeli kararın taraflara tebliğe çıkarılmadığı, ancak davalı vekilinin 16.03.2015 tarihli tavzih dilekçesi ile mahkemeden vekalet ücretinin maktu 750,00 TL olarak düzeltilmesi için talepte bulunduğu, bu talebinin mahkemece 01.06.2015 tarihli ek kararla, ek karara yönelik temyiz isteminin ise 08.07.2015 günlü kararla reddedildiği anlaşılmıştır. Her ne kadar hüküm davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilmişse de vekalet ücreti ve yargılama giderleri ile ilgili hususların kısa kararda yer almayıp gerekçeli kararda gösterilmesi, gerekçeli kararın da taraflara tebliğ edilmemesi nedeniyle eldeki davaya konu “vekalet ücretinin eksik hesaplandığı” hususunun tavzih dilekçesinin verildiği 16.03.2015 günü öğrenildiğinin ve BK. 72. maddedeki iki yıllık zamanaşımı süresinin bu tarihten başlayacağının kabul edilmesi gerektiği, buna göre davanın açıldığı 27.01.2017 tarihi itibariyle zamanaşımı süresinin henüz dolmadığı anlaşıldığından davalı vekilinin zamanaşımı itirazı yerinde bulunmamıştır.
Bu açıklamalar ve veriler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacının vekalet ücretinin eksik hesaplanması sebebine dayanan maddi tazminat isteminin hakimin yargısal işlem ve kararına yönelik olduğu, delil olarak incelenen dosya kapsamına göre yasal çerçevede hukuki sürecin işlediği ve ihbar olunan hakimin yapılan işlemde davacıya karşı kasıtlı ve haksız davranışta bulunduğuna ilişkin bir delil bulunmadığı, bu nedenle maddi tazminat davasının kabulü yönünden ...nun 46. maddesinde gösterilen yasal şartların oluşmadığı, buna bağlı olarak manevi tazminat isteminin de herhangi bir sebebe dayanılmaksızın soyut olarak yapıldığı ve bu nedenle haklı ve yerinde bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmakla, tüm dosya kapsamına göre sübut bulmayan maddi ve manevi tazminat davasının esastan reddine, aynı kanunun 49. maddesi uyarınca davacı aleyhine olayın gelişim biçimi ve dosyaya yansıyan olgulara göre takdir edilen 600,00 TL disiplin para cezasına hükmedilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının maddi ve manevi tazminat davasının esastan REDDİNE,
2-HMK. 49. maddesi uyarınca davacının takdiren 600,00 TL disiplin para cezası ile mahkumiyetine ve davacıdan tahsil edilerek Hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Harçlar Kanunu uyarınca hesaplanan 65,40 TL maktu harçtan peşin alınan 41,25 TL TL harcın mahsubu ile eksik kalan 24,15 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davalı Hazine kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifeleri gereğince maddi tazminat talebi yönünden hesaplanan 415,00 TL vekalet ücreti ile manevi tazminat talebi yönünden hesaplanan 2.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı Hazineye verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına, davacı tarafça yatırılan gider avansından yargılama giderleri düşüldükten sonra artan masraf olması halinde hükmün kesinleşmesini müteakip isteği durumunda yatırana iadesine,”
Dair oy birliği ile verilen 17.10.2017 tarihli ve 201

Üyelik Paketleri

Dünyanın en kapsamlı hukuk programları için hazır mısınız? Tüm dünyanın hukuk verilerine 9 adet programla tek bir yerden sınırsız ulaş!

Paket Özellikleri

Programların tamamı sınırsız olarak açılır. Toplam 9 program ve Fullegal AI Yapay Zekalı Hukukçu dahildir. Herhangi bir ek ücret gerektirmez.
7 gün boyunca herhangi bir ücret alınmaz ve sınırsız olarak kullanılabilir.
Veri tabanı yeni özellik güncellemeleri otomatik olarak yüklenir ve işlem gerektirmez. Tüm güncellemeler pakete dahildir.
Ek kullanıcılarda paket fiyatı üzerinden % 30 indirim sağlanır. Çalışanların hesaplarına tanımlanabilir ve kullanıcısı değiştirilebilir.
Sınırsız Destek Talebine anlık olarak dönüş sağlanır.
Paket otomatik olarak aylık yenilenir. Otomatik yenilenme özelliğinin iptal işlemi tek butonla istenilen zamanda yapılabilir. İptalden sonra kalan zaman kullanılabilir.
Sadece kredi kartları ile işlem yapılabilir. Banka kartı (debit kart) kullanılamaz.

Tüm Programlar Aylık Paket

9 Program + Full&Egal AI
Ek Kullanıcılarda %30 İndirim
Sınırsız Destek
350 TL
199 TL/AY
Kazancınız ₺151
Ücretsiz Aboneliği Başlat