"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
1. Taraflar arasındaki “itirazın iptali” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İstanbul Anadolu 20. İş Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin karar davacı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 10. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
2. Direnme kararı davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi:
4. Davacı ... vekili 18.06.2013 havale tarihli dava dilekçesinde; Kurumdan 17.375.01.01 tahsis numarası ile aylık almakta iken 21.05.2009 tarihinde vefat eden ...'a 01.12.2003 ile 01.03.2009 tarihleri arasında her ay hak ettiği orandan daha fazla aylık ödendiğini, ödenen fazla miktarın tahsili amacıyla mirasçısı olduğu için davalı hakkında İstanbul Anadolu 5. İcra Dairesinin 2012/20667 E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ancak davalının itiraz etmesi neticesinde takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ile 3.615.12TL asıl alacak ve 26.09.2012 tarihine kadar işlemiş faiz 1.832.52TL üzerinden takibin devamına karar verilmesini ve icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabı:
5. Davalı vekili 23.07.2013 havale tarihli cevap dilekçesinde; davalının talebi yönünden zamanaşımı süresinin dolduğunu, müvekkilinin müteveffa...'ın mirasçısı olduğu gerekçesiyle Kurum tarafından işbu davanın açıldığını ancak derdest olan mirasın reddi davasının soncunun beklenmesinin gerektiğini, ayrıca Kurumun kendi hatalı işlemi nedeniyle fazla ödediği miktarın tahsilini istemesinin hukuka uygun olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesinin Kararı:
6. İstanbul Anadolu 20. İş Mahkemesinin 27.03.2014 tarihli ve 2013/818 E., 2014/204 K. sayılı kararı ile; İstanbul Anadolu 8. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/426 E., 2013/588 K sayılı ilamı ile davacının murisi...'ın mirasını reddettiği ve murisin borçlarından sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Özel Dairenin Bozma Kararı:
7. İstanbul Anadolu 20. İş Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
8. Yargıtay 10. Hukuk Dairesince 17.11.2014 tarihli ve 2014/12278 E., 2014/24005 K. sayılı kararında; "Dava, sigortalının ölümünden sonra haksız olarak çekilen aylıkların tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde isteğin reddine karar verilmiştir.
Görev konusu, kamu düzeni ile ilgili olup, mahkemelerce yargılamanın her aşamasında resen ele alınması gereken bir husustur.
İş Mahkemeleri, 5521 sayılı Kanun ile kurulmuş istisnai nitelikte özel mahkemeler olup, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 106. maddesi ile mülga 1479 sayılı Kanunun 70. maddesinde ve 506 sayılı Kanunun 134. maddesinde, bu Kanunların uygulanmasından doğan uyuşmazlıkların yetkili iş mahkemelerinde görüleceği, 5510 sayılı Kanun’un 101. maddesinde de, aksine hüküm bulunmayan hâllerde, 5510 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıkların iş mahkemelerinde görüleceği düzenlenmiştir.
Uyuşmazlığın çözümünde, ne 506 sayılı Kanun, ne 1479 sayılı Kanun ne de 5510 sayılı Kanun’un uygulama yeri bulunmamakta olup, haksız fiilden kaynaklı davanın yasal dayanağı 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 41 ve devamı (6098 sayılı Kanunun 49 ve devamı) maddeleridir. Bu durumda yukarıda sözü edilen kanun maddeleri hükümlerine göre sınırlı yetki ile donatılmış iş mahkemesi görevli değildir. Bu çerçevede uyuşmazlığın çözümünde genel mahkemelerin görevli olduğu gözetilmeksizin, yazılı şekilde hüküm tesisi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır." gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Direnme Kararı:
9. İstanbul Anadolu 20. İş Mahkemesinin 24.03.2015 tarihli 2014/681 E., 2015/88 K. sayılı kararı ile; Yargıtay bozma kararında Kurumun iade isteminin haksız fiile ilişkin olduğunun belirtildiği, ancak davalının murisi olan sigortalının 21.05.2009 tarihinde vefat ettiği, 01.12.2003-01.03.2009 tarihleri arasında sigortalıya fazla ödenen aylıkların tahsili için davacı hakkında icra takibi yapıldığı ve sigortalının ölümünden sonra haksız çekilen aylıkların bulunmadığı, ayrıca tahsis dosyasında haksız fiil sayılabilecek başka bir eylemin de olmadığı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi:
10. Direnme kararı süresi içinde davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
II. UYUŞMAZLIK:
11. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; 5434 sayılı Kanun kapsamında dul aylığı alan...'a 01.12.2003-01.03.2009 tarihleri arasında fazla ödenen miktarın tahsili amacıyla mirasçısı sıfatıyla torunu olan davalı hakkında başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkin eldeki davada görevli mahkemenin genel mahkemeler mi yoksa iş mahkemeleri mi olduğu noktasında toplanmaktadır.
III. GEREKÇE
12. Mahkemenin, davanın esası hakkında yargılama yapabilmesi (davayı esastan inceleyebilmesi) için varlığı veya yokluğu gerekli olan hâllere dava şartları denir.
13. Bilindiği üzere, dava şartlarının neler olduğu 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 114. maddesinde belirtilmiş olup, anılan düzenlemenin 1. bendinin (c) alt bendinde mahkemenin görevli olması dava şartı olarak düzenlenmiştir. Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, bir dava ancak görevli mahkemece incelenebilir. Mahkeme her şeyden önce görevli olmalıdır. Görevsiz mahkemede açılan davanın dava şartı yokluğundan usulden reddi gerekir (Pekcanıtez H./ Özekes M./ Akkan M./ Korkmaz H.T.: Pekcanıtez Usul Medeni Usul Hukuku, Cilt II, İstanbul 2017, s. 930).
14. Dava şartlarının amacı, bir davanın esası hakkında incelemeye geçilebilmesi için gerekli bütün şartları ve bunların incelenmesi usulünü tespit etmek, böylece davaların daha çabuk, basit ve ekonomik bir şekilde son